Serbest Dalış Sporcusu Stig Severinsen

Kendi alanında rekorlar kırmış insanlar ilgimi çekiyor. Bunları nasıl başarıyorlar? Motivasyonları neler? Kendi sınırlarını nasıl daha fazla zorluyorlar ve geliştiriyorlar? Tabi bu başarının sırlarından en önemlisi çok çalışmak. Düzenli ve sistematik bir şekilde çalışmak ve çıtayı hep daha yüksek seviyelere çıkarmak. Ama bu da tek başına yeterli değil. Eğer kendi zihninde çıtayı bir yere koyduysan ve bunun senin geçebileceğin en yüksek seviye olduğunu düşünüyorsan..

Zihnindeki bariyerleri yıkmadan bu çıtayı daha yukarı çıkaramazsın. Bunun sonucunda da kendini bulunduğun noktadan daha ileriye taşıyamazsın. Burada da kendini zihninde nasıl algıladığın ve bu algıyı nasıl değiştirebileceğinin önemi ortaya çıkıyor. Zihnin ve kendini nasıl algıladığın önündeki en büyük engel. Bu seviyeyi içinde bulunduğun ortamdan, arkadaşlarından, ailenden, yakınlarından, sana neyi başarıp başaramayacağını söyleyen insanlardan etkilenerek belirliyorsun. Bu engeli aşmış insanlara baktığımda her zaman kendilerini hangi noktada görmek istediklerine ve bunu gerçekten başardıklarına yoğun şekilde odaklanmış insanlar görüyorum. Zihnini buna ikna etmiş, ikna edebilmek için de yüzlerce kez zihninde bunu canlandırmış, bunu önce kendi zihnine kabul ettirmiş. Sadece fiziksel ve bedensel olarak kendini geliştirmek bu sınırları aşmada yeterli değil.

Bunu başaranlardan biri de Stig Severinsen. Danimarkalı serbest dalış sporcusu. 22 dakika nefesini tutarak Guinness rekorlar kitabına girmiş. Ayrıca buz altında en uzun mesafeye serbest dalış yapmış. 4 kere serbest dalışta dünya şampiyonu olmuş. Uzun süreli nefesini tutarak yaptığı dalışlarda gerçek zamanda olmadığını, farklı bir bilinç düzeyinde olduğunu söylüyor. Bu seviyeye zihnini eğiterek ulaşmış. Dünya rekorunu gerçekleştirdikten sonra nefessiz kalıp, yoğun nefes alma isteği hissetmemiş. Bunun nedeninin de dalış sırasında olduğu farklı bilinç düzeyi olduğunu söylüyor. Dalışını sakin ve gülümseyerek bitirmiş. Zihninde canlandırma tekniğini uyguluyor bu sırada. Çocukluk anılarından, belleğindeki yunus, köpekbalığı vs resimlerine kadar değişik şeyleri düşünüyor. Suyun altında bulunduğu durumu su altında meditasyon olarak açıklıyor. Çünkü burada meditatif haldesin ve beynin farklı dalgalar yayıyor. Dalışı gerçekleştirmeden önce bunu yüzlerce kez zihninde gerçekleştirdiğini ve asıl kilit noktasının bu olduğunu söylüyor. İnsan vücudunu ve zihnini eğiterek düşündüklerinden çok daha fazlasını başarabileceğine inanıyor. Bir rekor öncesi çalışırken çok fazla görselleştirme yapıyor ve zihnini bunu başarabileceğine ikna ediyor. Dalış yaparken gözleri kapalı dalıyor. O anda gerçekten dalışta değil sanki başka bir yerde oluyorum diyor. Bu sırada zaman algısı yok oluyor ve o nedenle bu rekor denemelerinde geçirdiği süre ona uzun gelmiyor. “Serbest dalışta en önemli şey zihnini kontrol edebilmeyi öğrenmek, vücudun nefes almak istiyor bu nedenle sinir sistemini yeniden şartlandırmalısın. Bunu yapabilmeyi başarabildiğin zaman inanılmaz şeyler yapabilirsin.” Bu denemeleri sırasında hiçbir zaman saate bakmıyor. “Eğer saate baksaydım 22 dakika nefesimi tutamazdım. Dalışın ortasında ve sonuna doğru diyafram şiddetli şekilde vücuttaki karbondioksiti atmak istiyor. Kendini bunu kabullenecek ve dayanacak şekilde eğitmen gerek. Serbest dalış yaparken hiçbir zaman korkmuyorum, zaten korkuyorsan bunu yapmamalısın. Kendi limitlerimi dikkatli bir şekilde test ediyorum. Derinlerde olmak müthiş bir his çünkü evren ile başbaşasın. Nefesini kontrol edebildiğin zaman hayatındaki her şeyi kontrol edebilirsin..”

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑