Expat Çalışanlar İçin Gelecek Planı

Expatların, -yani kendi ülkesi dışında başka bir ülkede çalışan kişilerin- içinde bulunduğu en büyük ikilem sanırım gelecekte nerede ve nasıl bir yaşam kuracağıdır. İnsan hangi ülkede yaşarsa yaşasın, doğduğu ve büyüdüğü yerde kendini en rahat ve mutlu hissediyor. Her ne kadar memlekette bazı zorluklar olsa da ve bazen gelecekle ilgili ümitsizliğe kapılsak bile.

Yurtdışında anadilini konuşamamak, yaşadığın yerin diline tam olarak hakim olamamak ve o nedenle de kendini tam olarak ifade edememek büyük bir zorluk. Yurtdışında bir ülkede din ve kültür farklılıkları çoğu kişi için zorlayıcı olabiliyor. En basit ihtiyaçlarını karşılarken bile, örneğin marketten ihtiyacın olan bir ürünü almak istediğinde bile dil bariyeri karşına çıkıyor.

İlk kez yurtdışına çalışmaya çıktığımda aklımda her zaman ileride ülkeme dönmek ve ülkemde yaşamıma devam etme planım vardı. Fakat hangi şehirde yaşayacağıma bir türlü karar veremiyordum. Doğduğum büyüdüğüm şehirde mi yaşayacaktım? Eğer burada yaşarsam mesleğimle ilgili iş imkanlarım ne derece geniş olacaktı? Başka bir şehire taşınıp yerleşsem oraya ne kadar adapte olabilirdim? Kafamda bunun gibi çok fazla soru işareti vardı. Bir yandan çalışırken bir yandan başka iş imkanlarına bakıyordum. Her iş değiştirdiğimde ülkemde iş görüşmelerine giriyordum. Fakat sonradan yine yurtdışını tercih edip bir süre daha devam edeyim diyordum. Tabi yurtdışında çalışmanın bazı artıları olduğu gibi bazı eksileri de var. Farklı koşullara hızlı adapte olabilmek gerekiyor.

Yurtdışında çalışma hayatına başlayacaklara ya da yeni başlayanlara kendi tecrübelerimden yola çıkarak önerim, gelecek planlarını geç kalmadan yapıp, sonrasında anlık kararlarla ya da anlık duygularla hareket etmeyerek uzun vadeli planlarına sadık kalmaları olur. İlk önce yurtdışında çalıştığı ülkenin ve şirketin durumuna göre adaptasyon sürecini geçirip sonrasında şirketin kariyer olanaklarını ve ülkedeki yaşam koşullarını değerlendirerek uzun vadeli planlarını oluşturmaları gerekiyor. İlk yıllarda memleketine dönme isteği her zaman olacaktır. Çünkü aileni, arkadaşlarını, sevdiklerini geride bırakıyorsun. Fakat burada ilk önce kendini düşünüp ve kendi geleceğin hakkında senin için en hayırlı olan kararı vermen gerekecek. Ailenle ve arkadaşlarınla beraber geçirdiğin vakitleri özleyeceksin. Beraber gittiğiniz yerleri, ettiğiniz sohbetleri. Ama insanlar değişiyor, hayat değişiyor. Hiçbir şey sürekli hatıralardaki gibi cezbedici olmayacak. Arkadaşların da kendilerine yeni hayat kuracaklar. Sen onların yanında kalsan da zamanla aranızdaki bağ zayıflayacak. Herkes kendi yoluna gidecek, kendi hayatının peşinden gidecek. Ailen bile bazen senin için en iyi olan kararı değil fakat kendileri için daha iyi olanı, kendilerinin daha mutlu olacağı seçeneği seçmeni isteyecekler bunun belki farkında bile olmadan. Fakat kendi hayatında ilerlemek için, kendine uygun bir yol seçmelisin. Bu yolda bazı ayrılıklar mecburen olacak. Artık yetişkin bir bireysin ve kararlarını ilk önce kendi çıkarını düşünerek vermen gerekiyor. O nedenle gelecek ile ilgili kararlar verirken şu an sana güzel gelen, zevk aldığın bazı aktivitelerin ya da birlikte vakit geçirdiğin insanların, yerlerin hepsinin değişeceğini hatırlamak gerekiyor. Severek gittiğin parklar, kafeler, plajlar bile bakmışsın sana geçmişte yaşadığın o güzel duyguları hissettirmeyecek bir zamandan sonra.

Yurtdışında çalışıyorsunuz ve adaptasyon sürecini de geçirdiniz. İşinizde kariyer olanakları mevcut. Kendinizi geliştirebiliyorsunuz. Memleketinizde bulabileceğinizden daha iyi ve daha büyük ölçekli işlerde çalışabiliyorsunuz. Yaşadığınız ülkenin de doğduğunuz ülkeye karşı bazı artıları var. Artık bu saatten sonra duyguları bir kenara bırakarak uzun vadeli plan yapma vakti. İlk önce yurtdışında ne kadar çalışmayı planlıyorsunuz. Kendi ülkenize dönecek misiniz ya da yurtdışında bir yaşam kurup orada yaşamaya devam edebilir misiniz. Bunun kararını ne kadar çabuk verirseniz geleceğe karşı o kadar daha umutlu olursunuz.

Yurtdışında çalıştığınız ülkedeki oturum koşullarını araştırmalısınız. Eğer bu ülkede yaşamaya devam etme planınız varsa. Çalıştığınız işin devam etmemesi durumunda, elinizde çalışma vizesi dışında oturum izni vs yoksa ülkeyi kısa zaman içinde terk etmeniz gerekebilir. Çalışma izninden bağımsız elinizde oturum olursa en azından daha rahat hareket imkanı bulursunuz. Ülkede kalıp başka iş olanaklarını araştırabilirsiniz.

Uzun yıllardır yurtdışında çalışıp hala sanki çalıştığı yerde zorla tutuyolar gibi davranan ya da bir an önce memleketine gidip yıllar öncesindeki anılarına benzer şekilde kaldığı yerden yaşamına devam etme hayalleri kuran insanlar çokça var. Yani gelecekte nerede ve nasıl yaşayacağına hala karar veremeyenler. Kendileri içinde bulunduğu durumdan memnun olmayanlar fakat imkanları da olmasına rağmen memleketine dönüp orada devam etme cesaretini gösteremeyenler. Bu şekilde kararsız kalmaktansa kendi başına kendine en uygun gördüğün kararı verip sonrasında iyi kötü o kararı uygulamaya çalışmak her türlü kararsızlıktan daha iyidir. Döneceksen de net olarak dönüş planını yapmalısın. Biriktirmek istediğin parayı mı hedef koyarsın, memleketinde alacağın evi mi hedef olarak koyarsın ama en azından elinde sağlam bir planın olur ve başkalarının fikirlerinin seni etkilemesine izin vermezsin ya da anlık duygularla hareket etmezsin.

Verdiğin kararları da revize edebilirsin yani illa koyduğun hedefe ulaştıktan sonra önceden verdiğin kararı uygulayacaksın diye bir şey yok. Ama kararsız olmak yerine iyi kötü kendine net bir yol çizdin ve bu yol doğrultusunda hedefine ulaşmak için çalıştın. Hedefe giden yolda şartlar değişir, daha iyi bir yol belirir önünde ona göre de kendini adapte edersin. Dediğim gibi on yıllar boyunca yurtdışında yaşayıp hala net bir gelecek planı olmayan ve memlekete dönme hayalleri kuran biri olmak sanki arafta kalmak gibi. Ne gidebiliyorsun ne de kaldığın yerden ve andan zevk alabiliyorsun.

Gerekiyorsa kafanda bu planı oluşturana kadar düşüneceksin, yazacaksın, kafa yoracaksın. İnsanlar bundan genelde kaçıyor. Çünkü bunu düşünmek insanı strese sokuyor, rahatsız ediyor, gelecek koca bir belirsizlik çünkü. Ama diyorum ya bu planı ne kadar erken oluşturursan o kadar iyi. En kötü plan bile plansızlıktan iyidir. Bu planlarını da zaten yol boyunca gözden geçirip revize edeceksin ara ara. Ama kafa karışıklığından kurtulacaksın ve tutunacak bir dalın olacak. Daha çok motive olacaksın.

Bir yerden sonra içinde bulunduğun koşulları ve elindeki seçenekleri değerlendirip eğer hayatında ülke değiştirmen gerekiyorsa da bunun kararını çok geç olmadan vermek gerekiyor. Yeni ülke demek sıfırdan bir şeylere başlamak demek. En mutlu olacağın yeri ve ülkeyi belki ömür boyunca bile bulamayacaksın. Tatilde birkaç haftalığına seyahat edip çok beğendiğin ülkede tam zamanlı yaşamak seni başka açılardan mutlu etmeyebilir. O nedenle yaşanacak ülkede karar verilmeli, eğer ilk zamanlarda çalıştığın ülkede uzun süreli bir yaşam uygun değilse, tecrübe kazanmaya devam ederken daha iyi bir ülkede iş imkanlarını aramaya devam etmelisin. Şirket ile beraber yurtdışında bir ülkeye gitmekle turist olarak ya da bireysel olarak yurtdışında bir yere gitmek arasında oldukça fark var. Şirketle iş bularak gittiğin zaman en azından bazı konularda kendini daha güvende hissediyorsun. Bir sorunun olduğu zaman şirketin bunların çözümünde yardımcı oluyor. Direk bireysel imkanlarınla yurtdışında bir ülkeye gidip sonrasında iş bulayım dersen işler daha zor. Genç yaşlarda belki bu risk daha fazla alınabilir. Ama bir yaştan sonra hayatında belirli bir seviyeye ulaştıktan sonra her şeyi bırakıp kendi başına başka bir ülkeye taşınma hayalleri kurmak büyük bir risk. Ömür boyunca bu riski alamayız. Bir saatten sonra artık elimizdeki en iyi seçeneklerin içinden bir tanesini seçerek burada devam etmemiz daha mantıklı bana göre.

Yurtdışında çalıştığım yerde biraz daha çalışayım sonra para biriktireyim ve başka bir ülkede yüksek lisans yapayım ya da başka bir ülkede kendi mesleğimle ilgili yurtdışında daha çok geçerliliği olan bazı eğitimler alayım. Bunları bir yaşa kadar netleştirip yapmadıkça sonrasında bu da büyük bir riske dönüşüyor. Hem kariyerini yarıda bırakıp bir risk alıp başka bir ülkeye yerleşiyorsun. Tek başınasın, arkanda bir şirketin desteği ve güvencesi yok. Cepten yiyorsun bu süreç boyunca. Sonrasında bu ülkede tutunabilir misin, eğitimin bittikten sonra oradaki iş imkanları ne derece vs bunları detaylıca araştırmak gerekiyor. Yoksa birikimlerini de harcayıp tekrar başa dönme riski var.

Bazı kişiler yurtdışında eğitim ve kariyer olanaklarını sana tavsiye olarak verirler ama bakarsan çoğu bunu gerçekleştirmemiştir. Kendileri yapmak isteyip de yapmadıkları şeyleri sana tavsiye olarak verirler. Gerçekten tavsiye ettiği şeyi deneyimlememiş ve bunun sonuçlarını görmemiş kişilerden hayatla ilgili tavsiye almak bizi yanıltır diye düşünüyorum.

Bir yaştan sonra artık gelecekte yaşamak istediğin yeri netleştirip bu yönde sağlam adımlar atmak gerekiyor. Her gün başka yerlere savrularak ömür geçiyor. Bütün zamanımızı hep bir arayış içinde hep bir tatminsizlik içinde geçirmektense bazı şeyleri mevcut haliyle kabul edip bunun üzerine hayatı inşa etmek gerekiyor.

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑