Bilinçli Yatırım Yapmak

Finansal özgürlük hedeflerim yolunda ilerledikçe konuyu daha geniş açıdan değerlendirme üzerine çalışmalar yapıyorum. Finansal özgürlük için ilk şart belirli miktar birikime ulaşmak. Bu birikim miktarı kişiden kişiye değişmekte. 25 yıllık harcamalarına yetecek kadar birikime sahip olmak finansal özgürlük için gerekli genel bir kabul. Ulaşmak istenilen miktarı belirledikten sonra kazanç durumumuza göre kaç yılda bu hedefe varabileceğimizi görüyoruz. Bu kısımdan sonra hedefe ulaşana kadar gereken zaman bize çok uzun geliyorsa bunu kısaltmak için bazı aksiyonlar almamız gerekiyor. Harcamalarımızı kısarak daha çok birikim yapmak, yaptığımız işte kendimizi geliştirmek adına kendimize yatırım yapmak, kazancımızı artırmak için daha yüksek kazançlı bir iş bulmak, ek gelir elde edilebilecek başka bir iş daha yapmak gibi seçenekler karşımıza çıkıyor.

Finansal özgürlüğe daha hızlı varabilmek için hayatımızda bazı tavizler vermemiz gerekiyor. Bu tavizler sonucunda yaşamdan aldığımız haz azalabilir. Parası olan fakat mutlu olamayan bir bireye dönüşebiliriz. Bu yolda bitiş çizgisine hızlı koşmaya çalışmak bizi bunaltabilir ve yorabilir. Bu yol boyunca hiç ara vermeden, yol üzerindeki güzellikleri göremeden, bunların farkına varamadan koşarsak ve sadece bu hedefe odaklanırsak yaşam deneyimimiz daha az ve yüzeysel olabilir. Ayrıca bu hedefe vardıktan sonra hayat bambaşka bir şeye dönüşmeyecek. O zamana kadarki deneyimlerimiz bizle beraber gelecekler. Her yaşta deneyimleyebileceğimiz şeyler farklı ve bunları o yaş aralığında yapmazsak ileride yapma imkanı bulamayabiliriz.

Buradaki dengeyi bulabilmek adına araştırma yaparken Mindful Money adlı kitap karşıma çıktı. Bu kitapta finansal özgürlük hedefine giderken nasıl plan yapacağımız ve aynı zamanda mutluluğumuzu nasıl artırabileceğimiz hakkında tavsiyeler var.

Fazla para odaklı olmak, kısa süreli kazançlar peşinde koşmak bizi daha çok yorar ve mutsuz yapar.

Finansal özgürlük yolunda karşılaştığımız en büyük iki düşman bilgisizlik ve korkudur. Korkuyla baş edebilmek için farkındalığımızı artırmamız gerekiyor. Bilinçli bir para yönetimi için aşağıdaki 4 adımı uygulamamız gerekli.

1- Paranın bizim için neler yapıp yapamayacağı ile alakalı hatalı düşüncelerimizden kurtulmalıyız.

2- Bizi gerçekten nelerin mutlu ettiğinin farkına varmalıyız.

3-Mutlu olmak için gerekli vizyonumuzu destekler basit bir finansal plan yapmalıyız.

4- Sakince ve tepki vermeden bu planımıza bağlı kalmalıyız.

Yarın için planlar yapmak bizi daha iyimser, daha kendine güvenen, daha umutlu yapar ve şimdiki zamandan daha çok haz alan biri olmamızı sağlar.

Hayat bizi acı ve huzursuzluk ile yüz yüze getirir. Buna karşılık acıya neden olan şeyleri ortadan kaldırarak daha fazla haz alacağımız şeylere yöneliriz. Bu çözümlerin hiçbiri sürekli değildir ve uzun vadede bize daha çok acı verir. Bu şekilde sonsuz bir döngüye girer ve acı çekeriz.

Hisse senedi piyasaları volatildir ve sık sık kayıplarla karşılaşabiliriz. Fakat uzun vadede genel trendin yukarı yönlü olduğunu ve piyasaların yükselmeye devam edeceğini kabul edebiliriz. Eğer hisseler çok riskli diye düşünüyorsak ve kısa vadeli kayıpların verdiği üzüntüden kaçınmak istiyorsak, giderek artan yaşam giderlerimizi karşılayacak şekilde yatırım yapmamış oluruz. Gerçek tehlike hisse senedi piyasasında kaybetmek değil, paramızın enflasyona yenik düşmeyerek ömrümüzün sonuna kadar yetmesini sağlayacak şekilde paramızı çoğaltmakta başarısız olmamızdır. Hisse senedi kumardır olarak bize geçen bu aldatıcı varsayımın bize olumsuz sonuçları olacaktır.

Tüketimin mutluluk getirdiği yanılgısı ise bize medyanın sürekli pompaladığı bir şeydir. Belirli bir aşamaya ulaşıncaya kadar materyalist olmak bize daha çok konfor sağlayabilir. Fakat bir aşamadan sonra daha fazlasına sahip olmak bizi daha mutlu yapmaz. Medyanın bize önerdiği her ürünü satın almak yerine basit bir finansal plan yaparak buna bağlı kalmalıyız. Para konusuna bilinçli olarak yaklaşabilmek için çocukluğumuzdan beri süregelen aldatıcı düşüncelerden kurtulmalıyız.

Popüler kültürün mutluluğu ve finansal hedefleri bizim için tanımlamasına izin veriyoruz. Eğer kendimiz için ne istediğimiz açıkça bilmiyorsak, diğer insanlar kendi vizyonlarını bize satmaktan memnuniyet duyacaklardır.

Şu soruları kendimize sormalı ve dürüstçe cevaplarını vermeliyiz. Ne zaman emekli olmak istiyoruz? Emeklilikte nasıl yaşamak istiyoruz? Aynı kariyerde çalışmaya devam mı etmek istiyoruz yoksa kariyer değişikliği mi istiyoruz? Eğer kariyer değişikliği istiyorsak bunu ne zaman istiyoruz? Ailen yaşlanınca onlara bakabilmeyi istiyor musun? Çocuklarına ve yakınlarına ne tür bir miras bırakmak istiyorsun?

Mutluluk genel değil belirli seçimlerin sonucunda ortaya çıkar. Eğer hayattan belirli bir şeyi istiyorsak bunu aktif olarak seçer, planlar ve kaynaklarımızı bunun için ayırırız. Hayatta şeyler kendiliğinden gerçekleşmez. Bilinçli olarak bunlar için çalışmalıyız.

Eğer varsayılan şekilde yaşarsak, günlük finansal kararlarımızı bizi mutlu bir hayata götürecek vizyonlarımız doğrultusunda almayız. Bunun yerine bizi mutlu edecek şeyleri kendi dışımızda ararız.

Gerçekten ihtiyacımız olmayan bir şeyi satın aldığımızda, şimdiden yaratmaya çalıştığımız gelecekteki mutluluğumuzun bir kısmını bu eşya ile takas ediyor oluruz.

Çoğu insan sınırlı kaynaklara sahiptir. Bu sınırlı kaynakları hayallerimiz ve değerlerimiz doğrultusunda kullanmalıyız. Bunun için ilk önce değerlerimizi ve ne olmak istediğimizi net olarak belirlemeliyiz. Eğer bunlara biz karar vermezsek hayat bizim yerimize karar verir. Düşüncesizce topluluğun peşinden gidersek, kendi seçimlerimizden vazgeçmiş oluruz ve hayattaki hedeflerimize ulaşamayız. Akıntı bizi nereye götürürse oraya gideriz.

Herhangi bir planımız olmadan tatile çıkmıyoruz. Nereye gideceğimizi, neleri görmek istediğimizi, ne kadar kalacağımızı önceden planlıyor, bize ne kadar maliyeti olacağını hesaplıyoruz. Hayat yolculuğumuzu neden aynı detayları ile ele almayalım? Finansal planlama bunun için olmazsa olmazdır.

Harcamalarımızı kazancımızdan az tutacağımıza, önemli bir harcama yapmadan önce bunun uzun vadeli etkilerini tartacağamıza dair kendimize söz vermeliyiz. Bu sözler kısa vadeli zevklerimizden vazgeçmemizi gerektirecek. Konu paraya gelince bu takaslar kaçınılmaz olacaktır. Ya bu takasları kendimiz bilinçli olarak yapacağız ya da hayatımızı planlamayarak hayatın bizim yerimize seçimlerini yapmasına izin vereceğiz.

Şu an içinde bulunduğumuz durumun açıkça tespiti ve gelecekte varmak istediğimiz noktaya karar verip buna varacak rotayı kendimize çizmeliyiz.

İçinde bulunduğumuz gerçeği kabul etmeliyiz. İnsanoğlu kabullenmeye ilgili zorluklar yaşar. İçinde bulunduğumuz acı gerçekleri çarpıtarak bunları kendi zihinsel çerçevemize sığdırmaya çalışırız. Umduğumuz gibi gitmeyen bir durumla karşılaştığımızda gerçekler karşısında direniriz.

İnsanlar sıklıkla finansal durumları ile ilgili bazı konularda kendilerini kötü hissederler. Bu da para ile sağlıklı bir ilişki kurulmasını zorlaştırır. Daha fazlasını isteriz ve yeterince paraya sahip olmazsak utanç duyarız. Finansal olarak olmak istediğimiz noktada değilsek kendimizi suçluyor olabiliriz. Kendimizi bizden daha iyi durumda olan kişilerle karşılaştırıp daha kötü hissediyor olabiliriz. Nerede olmamız gerektiğine o kadar çok odaklanırız ki şu an nerede olduğumuzu açık şekilde göremeyiz.

Finansal olarak daha iyi bir yere varmak istiyorsak kendimize dürüst olmalı ve şu anda nerede olduğumuzu, gelirlerimizi, harcamalarımızı tespit etmeliyiz.

Kendimize şu zor soruyu sormalıyız; eğer şimdiki yolumuzdan devam edersek 5,10,20 yıl sonra nerede olacağız? Bunun cevabı çoğu zaman hayal ettiğimiz yerden çok uzakta bir yer olacak.

Kendimizi finansal olarak başkaları ile karşılaştırmaktan vazgeçmeliyiz. Önemli olan şu anda finansal durumumuz nedir ve olmak istediğimiz yere varmak için ne kadar daha paraya ihtiyacımız var.

Varmak istediğimiz noktaya karar verirken şu sorulara da cevap vermemiz gerekiyor. Hangi kariyeri sürdüreceğiz, aile kurmak istiyor muyuz, eğer aile kurmak istiyorsak gelecekte çocuğumuza ne gibi imkanlar sağlamak istiyoruz? Ne tür bir yaşam tarzı istiyoruz ve buna ulaşmamız için gerekli getiri miktarı ne olmalı? Ne tür bir emeklilik hayal ediyoruz ve arkamızda ne tür bir miras bırakacağız?

Varmayı hedeflediğimiz noktayı tanımlarken şu andaki ihtiyaçlarımızı da hesaba katmamız gerekiyor. Şu an hangi deneyimleri yaşamak istiyoruz. Hangi tutkuların peşinden gitmek istiyoruz. Bu tutkuları kariyere dönüştürecek miyiz yoksa ayrı mı tutacağız?

Özellikle finansal anlamda isteklerimizi net olarak belirlemek bizi diğer illüzyonlardan kurtaracak. Yaşamda istediğimiz her şeyin ilgi, kaynak ve efor gerektirdiğinin farkına varacağız. Tüm bu kaynaklar sınırlıdır.

Neler istediğimizin maliyetini hesapladığımız zaman her şeyi karşılayamayacağımızın farkına varırız. İhtiyaçlarımızı önceliklendirmeliyiz. Gerçekten mutlu bir hayat yaşamak için nelere ihtiyacımız var? Sahip olmak istediğimiz çoğu şey mutlu bir yaşam için gerekli olan şeyler değildir.

İçinde bulunduğumuz noktadan varmak istediğimiz noktaya nasıl ulaşacağız? Rotamızı oluşturarak ve bu rotaya ulaşmak için nelerden feragat etmemiz gerektiğini tespit ederek ve hedeflerimizi gerektiği gibi önceliklendirerek.

Hedeflerimiz yaşamımızla uyumlu, onu bütünleyici olmalıdır. Mutlaka sahip olmamız gereken şeyleri belirledikten sonra ikincil hedeflerimizin ana hedeflerimizi desteklediğinden emin olmalı ve bu hedeflere hizmet etmeyen diğer şeylere zaman, para ve enerjimizi harcamayı bırakmalıyız.

Eğer ileride konforlu bir emeklilik hayal ediyorsak, şimdiki halimiz her çıkan yeni elektronik cihaza sahip olamaz. Her harcama yapacağımızda, bu harcamanın bizi mutluluğa daha çok yaklaştırıp yaklaştırmayacağını düşünmeliyiz. Yoksa şu anda bizim için çok da gerekli olmayan şeyleri gelecekteki hayati şeyler pahasına satın almış oluruz.

Bizim için önemli olan şeylere ulaşmak için seçimler yaptığımızda başkalarına karşı duyduğumuz kıskançlık da yok olur.

Eğer sabah kalkıp işe gitmek ve bilinçli olarak çok az plan yapmak dışında finansal hayatımızla ilgili aydınlandıysak artık değişim zamanı gelmiş demektir. Şimdiki halimizden memnun olsak da olmasak da durumumuz budur ve daha tatmin edici bir yarına varmak için plan yapmamız gerekmektedir. Aynı şekilde akıntıya kendimizi bırakarak daha mutlu bir geleceğe ulaşacağımızı düşünmek bir yanılgıdır.

Finansal planlama ve para yönetiminin nihai amacı, ömrümüz boyunca bize yetecek gelir akışı sağlamaktır. Şu anda ihtiyacımız olan miktarı bizim için üretecek birikimi yapmak, enflasyon üzerinde getiri elde etmek ve düzenli şekilde yarınlar için ihtiyacımızdan fazla gelir elde etmeye devam etmek.

Varmak istediğimiz noktaya giden kısa ve uzun vadeli tüm hedeflerimizi yazıya dökmeliyiz. Bu hedefler spesifik olmalı.

Disiplinli şekilde yapılan birikim ve yatırımlar, onlara sakin ve bilinçli şekilde bağlı kaldığımız zaman başarıya ulaşır. Burada tepkisiz olmak önemlidir. Tüm yatırım çeşitleri zaman içinde zarar yazabilir ama mantıklı olanlar her zaman tekrar yükselmeye devam eder.

Kısa sürede bizi başarıya götürecek bir yol yoktur. Zenginliğe giden en güvenilir yol istikrarlı ve disiplinli bir şekilde uzun vadeli yapılan birikim ve yatırımlardır.

Bir çoğumuz kariyerimizde bizi daha çabuk zenginliğe götürecek yolları seçiyoruz. Daha çok para kazanmak istemekte bir problem yok fakat çalışırken ilk önceliğimiz para olursa asıl noktayı kaçırmış oluruz. Ortaya koyduğumuz hizmet yerine bunun sonucunda aldığımız paraya odaklanırsak bu yemek için yaşamak gibidir. Yemek güzel ve zevk veren bir şeydir fakat hayat yemek üzerine kurulursa bu bir hastalığa döner. Para da yemek gibi tatmin edici ve tatlıdır fakat nihai amaç olursa bu da bir çeşit hastalıktır. Para bizim dünyada yaptığımız şeylere devam etmemiz için bize yakıt olmalıdır. Bugünlerde genel yaklaşım kısa zamanda büyük paralar kazanıp yaptığımız uğraşı bırakmak üzerine kuruludur.

Yatırım stratejimiz çok detaya bakmayı bırakıp daha azı daha iyidir yaklaşımını uyguladıkça daha etkili olacaktır. Bu da uzun vadeli yatırımla olur.

Eğer gelecekteki fırsatları kaçırmak istemiyorsak günümüzdeki volatilite ile baş etmeyi öğrenmeliyiz.

Herkes paniklerden ve satıp satmamayı düşünürken, biz uzun vadeli düşündüğümüz için hayatımıza mutlu şekilde devam edebiliriz. Piyasalarda doğru zamanlamayı tutturmaya çalışırken karşılaştığımız her başarısızlık bizi daha stresli ve kendinden şüphe eder duruma düşürür.

Amacımız portföyümüzü büyütmekse, hangi araca yatırım yaparsak yapalım, bundan belirli zaman dilimlerinde zarar edebileceğimizi kabullenmemiz gerekiyor.

Yapılan en büyük hata kaybeden yatırım aracını satıp, bunu kazananlara yatırmaktır. Volatilite olduğunda tam tersini yapmalı, kazanını satıp kaybedene yatırmalıyız. Bunu da portföyümüzü her yıl kazananların bir kısmını satıp kaybedenlere ekleyip portföyü dengeleyerek yaparız.

Piyasa zamanlaması yapmaya çalışmak, uzun vadeli yatırım stratejisi açısından uygun değildir. Kendimize yatırım portföyümüzü nasıl yönettiğimizi ve bunların şimdiki mutluluğumuza ve uzun vadeli planlarımıza zarar verip vermediğini sormamız gerekiyor. Saplantılı bir şekilde hisse mi arıyoruz? Kenarda nakit para mı bekletiyoruz uygun zamanı denk getirene kadar? Piyasalar düşüş yaptığında uykularımız mı kaçıyor? Yatırım kararı verirken bizimle hiç tanışmamış birinin düşüncelerine mı güveniyoruz? Bunların yerine her ay belirli bir miktarı yatırım için ayırıp bunlarla fon alabilir ya da güvendiğimiz şirketlere kendimiz yatırım yapabiliriz.

Portföyümüze her ay yatırım yapmalı ve yılda bir kere de kendi içinde portföyümüzü dengelemeliyiz. Buffett gibi meşhur yatırımcılar sürekli yatırımlarına ilave yapmaya devam ederler. Miktarın az ya da çok olmasına bakmadan ne kadar yatırabiliyorsak o miktar ile yatırım yapıp maliyeti de bu şekilde daha aşağı çekebiliriz.

Spekülatörler kaynaklarını yanlış zamanda yanlış yatırımlara yatırırken biz yatırımcılar ise her ay yatırım yaparak sabırlı ve disiplinli bir şekilde bunu sürdürürüz. Eğer spekülatörlerin yaptıkları hareketler piyasayı yukarı hareket ettirirse biz o ay hisseye daha fazla para ödeyip daha az hisse almış oluruz ama toplamda portföyümüzü arttırmaya devam ederiz. Eğer spekülatörlerin yaptıkları panik satışları piyasayı düşürürse de o ay daha az ödeyerek daha fazla hisse senedi almış oluruz ve piyasalar tekrar geri yükseldiğinde bu bize ekstra bir destek sağlar. Çünkü bu şekilde ortalama maliyetimizi azaltmış oluruz. Yatırımcılar volatiliteyi kucaklar, ondan korkmaz. Çünkü volatilite, uzun vadeli getirinin kaynaklarından biridir.

Yaşam süreleri uzadıkça emeklilik sonrası planlarımızı da buna göre revize etmemiz gerekiyor. Eski nesillerin yaptığı gibi emekli olduktan sonra 5-10 yıl süreli emeklilik planı yerine, 30 yıl ve üzeri emeklilik sürmek üzerine plan yapmalıyız.

Enflasyon oranı genellikle risksiz yatırım araçlarının getirisine eşit ya da onlardan daha yüksektir. Eğer bizim getiri oranımız enflasyon oranından düşük kalıyorsa bu getiri gerçek anlamda getiri değildir. Kağıt üzerinde para kazanıyor gibi olsak da gerçekte para kaybediyoruz demektir. Paramızı artırmak için gerçek kazanç sağlamalıyız. Bu da enflasyonun üzerinde getiri elde ederek olur.

Mutlu olmak için para kazanmak isteyen bir kişi, tüm eforunu ve hayatının en iyi yıllarını bu parayı kazanmak için harcamıştır. Mutluluk unutulmuş, varlıkları hayatın sonuna bırakılmıştır.

Maddesel isteklerimizin çoğu daha fazla mutluluğa sahip olmak için ortaya çıkar. Fakat her isteğimiz gerçekten bize mutluluk getirmez. Sürekli daha iyisini, daha yenisini istemek bizi kişisel tatminsizliğe götürür. Mutluluk maddesel şeylere sahip olarak elde edilemez. Bunun yerine bize düşük maliyeti olan günlük küçük hazlardan mutlu olmayı öğrenmeliyiz. Bunları kovalamak bize daha çok mutluluk getirir.

Temel ihtiyaçların karşılandığı ve bunun üzerinde konforlu yaşayacak kadar gelir elde ettiğimiz bir kazanç seviyesine ulaşıldıktan sonra, bu seviyenin daha üzerinde getiri elde etmenin insanların günlük mutluluklarına daha fazla etki etmediği görülmüştür.

Mutlu yaşama sahip olmak için olmazsa olmazlar , sağlık, meşguliyet, ilişkilerimiz, sorumluluklarımız, hayatı anlamlandırmamız, cömertliğimiz, iyimserliğimiz ve minnettarlığımız. Para ise mutlu yaşamın temellerini güçlendirici bir araçtır. Finansal aksiyonlarımızı alırken iki öncelik arasında seçim yapmamız gerekecek. Bugünkü mutluluğumuz ya da yarınki mutluluğumuz. Bazı yaptığımız seçimler bizi anlık olarak mutlu ederken, bazı seçimler ise gelecekteki mutluluğumuz göz önünde bulundurularak ertelenebilir. Önemli olan bu ikisinin arasında, dengeyi ve orta yolu bularak hayatı yaşamaktır.

Sağlık üzerinde durulması gereken en önemli konudur. Neden insanlar finansal yönden kendilerini idare etmek için ilk önce sağlıklarından feragat etmeyi seçiyorlar? Uzun saatler çalışarak, bitiş tarihine işi yetiştirebilmek için sürekli strese maruz kalarak ve işe gidip gelirken uzun yolculuklar yapmak zorunda olup, bunun dışında kendilerine düzgün şekilde bakabilmek için boş zaman bırakmayarak. Bu şekilde hayattan zevk alamayacak kadar yorgun düşerek yaşamlarını sürdürürler.

Yaşamımızı inşa ettiğimiz sağlam temel sağlık üzerine kurulmalıdır. Bu sadece vakit bulabildiğimizde bir saatten az süreli yaptığımız antreman değildir. Düzgün beslenme, yeterli uyku ve egzersiz önemlidir. Fakat kariyer planımızı yaparken fiziksel ve duygusal refahımızı da göz önünde bulundurmalıyız. Budizm felsefesine göre zihin hem sağlık hem de hastalığın kaynağıdır. Sağlıklı düşünceler bizi sağlıklı fikirlere, o da bizi iyi bir sağlığa ulaştıran sağlıklı davranışlara götürür.

Sağlığımız ne kadar efektif çalışabileceğimizi belirler. Bu da ne kadar para kazanabileceğimizi etkiler. Bu para , kendimizi ne kadar güvende hissettiğimizi belirler ve hepsi toplam mutluluğumuzu etkiler. Hayatımızı ileriye götürecek yeterli enerji rezervimiz yoksa bunun eksikliği bizi hem finansal hem de duygusal olarak aşağı çeker.

Sağlıklı bir egzersiz rutini oluşturmak için becerilerimizi geliştirmeliyiz. Bu beceriler yeni bir iş kurmada, yeni bir eğitime başlamada, yeni bir müzik enstrümanı öğrenmede gereken becerilerle benzerdir. Belirli bir çalışma rutini oluşturmak, bize rahatsızlık veren ve bizi cezbeden diğer düşüncelere karşı koyabilecek mental disiplini sağlar. Bir plana uymanın sonucunda fiziksel formumuzu korumak bizi hedeflere ulaşmak konusunda ustalaştıracaktır. Aynı odaklanmayı, kararlılığı ve istikrarı finansal hedeflerimiz başta olmak üzere hayattaki bütün hedeflerimize ulaşmak için kullanabiliriz.

Fiziksel ve mental sağlığımız mutluluğumuzun temeli olduğu için, finansal hedeflerimiz, sağlığımızı öncelikli olarak göz önünde bulundurarak oluşturulmalıdır. Bu nedenle fazla çalışmak finansal planımızın bir parçası olmamalıdır. Örneğin işine iki saat uzaklıkta bir ev alıp günlük seyahatlerin seni yorduğu, ya da 40’lı yaşlarda haftada 80 saat çalışıp, 50’li yaşlarda emekli olacak kadar para biriktirmeyi umduğun, saygı duymadığın insanlara, nefret ettiğin bir işi yapmayı daha iyi para kazanabilmek için kabul ettiğin, normalde egzersiz yaptığın zamanın yerine prestijli bir proje ya da yarı zamanlı bir işi kabul ettiğin, hayatına zevkten çok stres ekleyen bir hedef koyduğun seçenekler tercih edilmemelidir.

Ofiste takdir alabilmek adına daha uzun saatler çalışmak, ya da bizi daha mutlu etmeyen şeyleri satın almak yerine bunlar olmadan neler yapabilirizi düşünmeliyiz. Bu sayede kendimize ve sevdiklerimize ayıracak daha çok zaman ve enerjimiz olacaktır. Hayattaki her anımız, banka hesabımızdaki paradan daha değerlidir. İyi bir sağlık ekonomik olarak da daha verimlidir. Sağlıklı bir yaşam bizim gelir potansiyelimizi artırır, hastalık ve sakatlanma kaynaklı maliyetlerimizi azaltır ve bize faydası olacak tutkularımıza daha çok para ayırabilmemizi sağlar. Rahatsız ve keyifsiz olduğumuz zamanlarda kendimizi teselli edecek pahalı hediyelere duyduğumuz istediği ortadan kaldırır.

Daha sağlıklı ve mutlu insanlar yaşam ile daha aktif olarak meşgul olan insanlardır. Bu kişiler sürekli yeni tecrübeler deneyerek yeni şeyler öğrenmeye çalışırlar. Daha çok yaşam tecrübesi edinmeyi tercih etmek, daha çok maddesel şeye sahip olmaktan daha önemlidir. Budistler insan mutluluğunun, insanın geçici arzularından kendini kurtararak şu andaki zamana kendini tam olarak vermesiyle mümkün olduğuna inanırlar. Evrendeki her şey geçicidir. O nedenle içinde bulunduğumuz zamana odaklanmalıyız. Çünkü şimdiki zaman elimizdeki kesin olan tek şeydir. Fakat anı yaşamak bilinçsizce yapılmamalı. Her yapacağımız aktivite tutkularımızı ve uzun ve kısa vadeli planlarımızı destekleyecek şekilde planlanmalıdır.

Yeni şeyler öğrenmek beynin gücünü arttırır. Bizde merak uyandıran ve ufkumuzu açan şeyler yalnızca bilgimizi artırmakla kalmaz, muhakeme yeteneğimizi ve fikirlerimi geliştirir. Zihinsel kaslarımızı esnekleştirir ve yeni bağlantılar kurmamızı sağlar ve beynimizi daha keskin ve sağlıklı hale getirir. Beyin de diğer kas grupları gibi egzersiz yaptıkça daha çok gelişir.

En zengin insanlar, azılı okuyuculardır. Modern toplumu şekillendiren fikirleri okudukları kitap ve makaleler ile keşfederler. Çoğu insan kendine daha çok dinlenmek için zaman ayırırken, zenginler testeresini bilemeye, yani daha çok öğrenmeye, daha çok fırsatları kovalamaya ve daha çok şeyle meşgul olmaya zaman ayırırlar.

Ömür boyu öğrenmek ve gelirin artması arasında pozitif bir ilişki vardır. Sürekli öğrenmenin etkisi çığ gibi zamanla artarak beklenmedik faydalar sağlar. Para kazandıkça daha fazla fırsatları kovalamak için kaynak yaratırız. Bunu eğitime, seyahate ve yaşam tecrübelerimizi artıracak diğer deneyimlere ayırırız. Ufkumuzu genişletmek bizi diğer ilginç ve bizim gibi insanlarla tanışmamıza vesile olarak bazı kişisel ilgilerimizi ve buna bağlı olarak profesyonel olasılıkları keşfetmemizi sağlar.

Eğer mutlu olmak istiyorsak, parayı kazanmalı, biriktirmeli ve sevdiklerimizle bağımızı artıracak şekilde kullanmalıyız. Çoğu insan içindeki duygusal boşluğu doldurmak için yüzeysel arzuların peşinde enerjisini ve parasını harcar. Halbuki bu boşluk ailemiz ve arkadaşlarımızla vakit geçirerek doldurulabilir.

İyi ilişkiler kariyerimize de pozitif katkı sağlar. Çalışma arkadaşlarımızla ve işverenle arttırdığımız ilişkiler üretkenliği artırır ve bize yeni kariyer fırsatlarının kapılarını açar.

Ekmek paramızı kazanmak için kendimizi mahvederken ilişkilerimizi beslemeyi göz ardı ederiz. Gerçek zenginliğin bizi tanıyan ve seven insanlar olduğunu unutmamalıyız. Eğer ilişkilerimizi geliştirmek için zaman ve para ayırmazsak, onlara en çok ihtiyacımız olduğu zamanlarda yanımızda olmayacaklar. Yaşlandığımızda arkadaşımızın olmaması bizim zihinsel ve ruhsal refahımıza negatif katkı sağlar.

Hayatın bir anlamı ve amacı olması gerekir. Yaptığımız şeyleri kişisel bir amaca bağlarsak bu yaptıklarımızı daha iyi şekilde yapmamızı sağlar. Bir amaca bağlı olarak yaşamak zamanımızı, yeteneğimizi daha verimli bir şekilde kullanmamızı sağlar. Bizi daha çok motive eder. Her türlü “neden” sorularımızın cevabını vermemizi sağlar. Motivasyon olmadan bizi daha iyi hissettiren ya da bize daha az acı veren şeyleri yapmaya meyilli oluruz ki bu da bizi bir yere götürmez.

Hayatta derin gayeleri olan ve tarihte yer etmiş insanlara bakıldığında, bu kişilerden bazıları her ne kadar mutlu bir hayat yaşamamış olsalar da, bu zor zamanlarında karşılarına çıkan engelleri aşmışlardır. Zengin ve konforu yerinde olan insanlar içinden bile hayatın anlamını kaybetmiş kişilerde depresyon, mutsuzluk ve intihara meyilliler gibi olumsuz duygular görülmektedir. Maddesel şeylere sahip olarak ya da sosyal statümüzü yükselterek içimizdeki bu boşluğu dolduramayız.

Hayatın anlamı mutlu bir hayat için gerektiğinden, onu aramayı ertelememeli ve her gün aramaya devam etmeliyiz.

Hayatta hiçbir şey kendiliğinden gerçekleşmez. Hayattaki yüksek beklentilerimize ulaşmak için sıkı çalışma, disiplin ve kararlı adımlar atmak gerekir. Bizim için en önemli olan isteklerimizi belirlemeli ve bunları belirli hedeflere ve davranışlara çevirmeliyiz. Sonrasında bu davranışlarımızı sürekli olarak pratiğe dökmeli ve bütün kaynaklarımızı buna ayırarak en derin arzularımıza ve hedeflerimize ulaşmak için kullanmalıyız.

İsteklerimizi ve değerlerimizi tespit etmeliyiz. Hedefleri belirlemeliyiz. İstikrarlı şekilde aksiyonlar almalıyız. Elimizdeki kaynakları bu amaçlara ulaşmak için kullanmalıyız. Uygulanabilir bir finansal plan bizim tutkularımızla uyumlu olmalı, değerlerimizi yansıtmalı ve kendimize koyduğumuz hedefleri desteklemelidir. Şu anki yaşadığımız hayattan zevk almamıza imkan verecek şekilde olmalı ve yaşamımızın son gününe kadar sürdürülebilir olmalıdır. Hedeflerimize ulaşmak için gerekli aksiyon planını oluşturmak bize istikrar sağlar ve gideceğimiz yönü belirler. Hayatta karşılaşacağımız zor zamanlarda ise kendi planımıza güvenerek, devam etme gücünü elde ederiz. Sorumluluklarımızı belirlemek ayrıca bize başarı yolunda kendimize bir kayıt oluşturmamızı sağlar. Her seferinde kendimiz için belirlediğimiz bir hedefe ulaştığımızda, bir sonraki başarının da yolunu açmış oluruz. Etrafımızdaki insanlara ve özellikle çocuklarımızı iyi bir rol modeli oluruz. Hedeflerimiz belirli, ölçülebilir, ulaşılabilir ve hayattaki değerlerimizle uyumlu olmalıdır.

Hayatımızın herhangi bir kısmını değiştirmeden önce mevcut durumumuzu tamamen kabullenmeliyiz.

Cömertlik ne kadar para harcadığımız değil, diğer insanlara iyiliği yaymak için bilinçli olarak zaman ve efor harcamak demektir.

İyimserlik, finansal planlarımızın önemli bir bileşenidir. Geleceğe dair inancımız olduğu sürece, efektif planlar yapabiliriz. Hepimizin karşılaştığı en büyük sorun, geleceğin bize ne getireceğidir. İyimserlik bize şu anda her şey ne kadar belirsiz ve çalkantılı olursa olsun, uzun vadede her şeyin planladığımız gibi olacağına dair bakış açısı kazandırır. Bu da bize sabırlı ve disiplinli olma gücünü verir. Uygulanabilir bir finansal plan sadece iyimserlik üzerine kurulmaz. Bu plan bizim iyimser olmamızı sağlar. Hedefimize bağlı kaldıkça gösterdiğimiz ilerleme bizi plana sadık kalmaya yüreklendirir. Gelecek için planlar yapmak geleceğin bizim için daha güvenli olacağını hissettirir. Gelecek hakkında iyi hissetmek ise şimdiki anımıza daha çok iyimserlik katar. İyimserlik iş hayatımızda daha yaratıcı olmamızı ve işimizi daha çok sahiplenmemizi sağlar. Problemlerin çözülebileceği inancı bize çeşitli yaklaşımları ve çözümleri denememiz için ilham verir. Edison’un lamba telini bulmadan önce yedi yüz farklı malzeme denemesi buna bir örnektir. İyimser insanlar kendilerinin önemli olduğunu ve yaşadıkları evrene kendilerine has katkı sağlayacaklarını düşünürler. Bu da onların daha fazla şeyi başarmasına ve kazanmasına vesile olur. İyimser insanlar karşılaşacakları problemlerle başa çıkabileceklerini düşünürler. İyimserler problemleri genele yaymaz. Bir şey yanlış gittiğinde bunu ayrıca ele alır ve bu hatanın büyüyerek daha kötü olaylara vesile olacağı düşüncesini benimsemez. İyimserler kendi içlerinde problemin çözümünü arar. Bu da onlara kendi hayatlarında daha çok kontrol sağlar. İyimser insanlar gerçekçidir. İyimserler hedefe odaklanırlar, engellere değil.

Hayatta odaklandığımız şeyler bizim şimdiki halimizi şekillendirir. Eğer problemli şeylere odaklanıyorsak hayatımız da problemli olacaktır. Kişisel ve global problemlere çok fazla odaklanmak, anksiyete ve karamsarlığın hayatımıza hakim olması demektir. Onun yerine hayatta güzel giden şeylere odaklanırsak, bakış açımız da buna bağlı olarak değişir. Hayatta her zaman problemler olacaktır. Fakat buna dikkatimizin %95’i yerine %5’ini verirsek bu problemler daha küçülecektir. ,

Minnettar olmak bize daha mutlu ve neşeli bir bakış açısı kazandırır. Bu da bize daha iyi bir uyku düzeni, daha iyi bir zihinsel sağlık, daha az stres ve daha çok iyimserlik sağlar. Hayatta nelere minnettar olduğumuz üzerine derince düşünmeliyiz. Bu değerler bizim planlarımızda köşe taşları olacaklardır. Bu değerlerimizi koruyacak ve destekleyecek finansal seçimler yapmalıyız. Finansal planlarımızı hazırlarken kendimize bizim için ne kadar para gerekiyor diye sık sık sormalıyız. Bu yaşam standartlarımızı düşürmeden, sevdiğimiz insanlarla daha çok vakit geçirerek bize daha çok haz veren ve çok para gerektirmeyen şeyleri yaparak bir yandan da birikime devam edecek şekilde olmalıdır.

Finansal planlarımıza başlarken sırasıyla şu adımları izlemeliyiz. Vizyonumuzu şekillendirmek, para biriktirme alışkanlığını edinmeye başlamak, acil durumlar için kaynak oluşturmak, yüksek faizli borçlardan kurtulmak, emeklilik için yatırım yapmak, düşük faizli borçlardan kurtulmak, acil durum kaynaklarını çoğaltmak. Yatırım yaparken sürekli endişelenmeyi bırakmalı, insanlığın geleceğine ve uzun vadede global ekonominin gelişeceğine olan inancımızı korumalıyız. Finansal planlamamız sonrasında paraya takıntılı olmadan ve parayı tamamiyle göz ardı etmeden orta yolda yürüyecek şekilde hareket edeceğiz. Burada hedefimiz katıldığımız her yarışı kazanmak değildir. Bazı zamanlar ekonomik düşüşler olacak ve biz de bunun sonucunda portföyümüzde ve belki de kariyerimizde geri çekilmeler yaşayacağız. Bunlar döngüsel olaylardır ve bu geri çekilmeler uzun vadeli planlarımızı bozmamalıdır. Finansal piyasalar bu şekilde düştüğünde geri çekil, hedeflerini hatırla ve finansal planına sadık kal ve sabırlı ol. Sakin zamanlarda yaptığın bilinçli yatırım kararlarına olan inancını kaybetme.

Parayı büyütmek sebze büyütmek ile aynı mantıktadır. Bazı belirli aşamaları yapmalı ve sonrasında sulamaktan başka bir şey yapmamalısın. Sebzeler için güneşli bir yer seçip, uygun tohumu ekersin ve gereksiz otları temizlersin. Sonrasında ise sulayarak kendi kendine büyümesini beklersin. Para konusunda da aynı yaklaşım geçerlidir.

Eğer nereye gittiğini bilmiyorsan herhangi bir yol seni oraya götürecektir. Sonsuza kadar mutlu şekilde yaşayan insanlar ise nereye gittiklerini ve ulaşacakları yerin nasıl olduğunu tamamen bilenlerdir. Açıkça ulaşacakları yeri gözlerinde canlandırabilirler. Her ne kadar bu resim ve gidecekleri yer zamanla değişime uğrasa bile.

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑