Geçen sene okuduğum “Die with Zero” adlı kitaptan sonra hayatta bazı şeyleri ertelemeden ve imkanım da varken yapmaya karar verdim. Seyahat etmek de bunlardan biri. Bu zamana kadar farklı öncelikler nedeniyle seyahatlerim daha rutin ve daha sınırlıydı. Bu sene ise rutinden çıkarak farklı bir seyahat rotası tercih ettim ve tercihimi Tayland’dan yana kullandım. İstanbul’dan Phuket’e yaklaşık 10 saat sürüyor. Mesafenin uzak olması beni başta biraz korkutsa da gittikten sonra buna değdiğini anladım.
Phuket’te fiyatlar ucuz olmasa da Türkiye’nin tatil yerleri ile karşılaştırıldığında çok da farklı değil. Yalnız uçak bileti harcamalardaki en büyük gider kalemi. Onun dışında vizesiz olması artısı. Konaklama için uygun birçok seçenek mevcut. Güzel bir otelde konaklayayım derseniz de yine Türkiye’deki benzerlerine göre şu an daha ucuza konaklanabilir diye düşünüyorum. Ben otelde konaklamayı daha çok sevdiğim için seyahat ettiğim zamanlar bütçeme uygun güzel bir otelde kalmayı tercih ediyorum. Kalabalık seyahatlerde ise Airbnb de güzel bir seçenek oluyor. Otel seçimi bir tatilde benim en çok zaman harcadığım kısım. Herhangi bir sürprizle ya da hayal kırıklığı ile karşılaşmamak için Booking ve Tripadvisor’dan uzun bir araştırma, yorumları okuma sonrası konaklayacağım oteli seçiyorum.
Phuket havaalanına vardıktan sonra ilk önce mobil hat işini halletmek gerekiyor. Havaalanında bir haftalık da olmak üzere farklı mobil hat satın alma seçenekleri var. Döviz bozduktan sonra bu hatlardan bir tane satın aldım. Bir miktar dövizi burada yerel parasına (baht) çevirdim fakat şehirdeki oranlar ile karşılaştırınca düşükten bozdurduğumu anladım. Şehirde birçok döviz bürosu bulunuyor. Onların içinde bile oranlar çok fazla değişiyor. Önce yol üstündeki döviz bürolarına bakıp en uygun oranı veren yerden döviz bozdurmak daha mantıklı. Harcamanın bir kısmını nakit bir kısmını da kredi kartı ile yaptım. Döviz bürosundan döviz bozdurup nakit harcamak yerine kart ile alışveriş yapmak daha iyi oranları sağlıyor çünkü.
Ben ilk önce Patong sahilinde konakladım. Sahile yakın birçok otel bulunuyor. Oteller plaja sıfır değil arasından yol geçiyor. Yoldan sonra ise gepgeniş ve upuzun bir sahili var. Bu sahilde sabahları ve akşam üstü güneş batarken yürüyüş yapmak ayrı güzel. Ben tatile çıkmadan önce gideceğim yerin ilk önce denizini ve plajını araştırıyorum. Hiçbir zaman otelde havuzu tercih eden birisi olmadım. Kaldığım otelde bu tarz insanlar çok fazla vardı. Bütün gününü otelin havuzunda geçirenler ve 50 metre ötesindeki harika plajın ve denizin tadını çıkarmayanlar.
Patong’un denizi bu kadar insana rağmen temiz. Zaten plaj o kadar büyük ki kalabalık görünmüyor hiçbir zaman. Kumsalda diğer insanlardan uzakta da rahatça güneşlenip, denizde yüzebilirsiniz. Benim orada bulunduğum süre içinde denizde yüzen insan sayısı fazla değildi. Deniz suyu ılık, kumu incecik, güneşi yakmıyor. Nem var ama öyle bunaltıcı değil, insanı durduğu yerde terletmiyor. Kumsal da sıcak değil. Çıplak ayakla rahatça yürünebiliyor . Geceleri de kumsalda oturup içkinizi içebilirsiniz. Hatta geceleri plaj gündüzden daha kalabalık oluyor.
Şehir normalde küçük. Kaldırımları dar. Çok fazla kalabalığı kaldıracak kadar büyük değil. Zaten insanların çoğu gece Bangla sokağında. Bu sokak gündüz araç trafiğine açık ama akşamları araç trafiğine kapatılıyor ve insanlarla doluyor. Burada yanyana dizili barlardan birine oturarak ya da sadece sokakta yürüyerek vaktinizi geçirebilirsiniz. Bu sokağın sonunda bir de alışveriş merkezi var. Kıyafet ihtiyacımın bir kısmını buradan giderdim. Açık konsept güzel tasarlanmış bir avm. Ama giysiler Türkiye’ye göre daha pahalı.
Bangla sokağındaki barlarda bira 50 TL civarında. Ama burada oturduğunuzda barda çalışan kızlar da genelde sizle oturup kendilerine içki ısmarlattırmaya çalışıyorlar. Onların içkisi de 100 küsür TL civarı. Parayı oradan kazanıyorlar yani. Ama insanları kibar olduğu için öyle çok sıkmıyorlar sizi. Bazı barlarda canlı müzik de oluyor akşamları. Canlı müzik olan yerler daha kalabalıktı. Bangla daha çok gençlere hitap etse de her yaştan insan burada bulunuyor. Bangla caddesinde küçük çocuklu ailelerle de çokça karşılaştım.
Sokak satıcılarından bir şey alırken pazarlık yapmak gerekiyor. Genelde normal fiyatından iki katı fazla fiyat söyleyip giderken sen ne kadar veriyorsun diye soruyorlar. Birkaç yerle pazarlık yapıp ona göre satın almak gerek.
Şehirde çok fazla tur seçeneği var. Hem gemi turları hem de araçlı şehir turları. Ben Buda heykelini görmek istediğim için araçlı şehir turunu tercih ettim. Phuket’in eski şehir merkezini de görüp sokaklarında dolaşıp ayrıca vakit geçirmek gerek. Hediyelik eşya satan dükkanlarda uzunca vakit geçirilebilir. Sonra güzel bir kafede oturarak günün yorgunluğu atılabilir. Turla gittiğimde yarım saat civarı dolaşma fırsatım oldu ama burada rahatlıkla günün yarısını geçirebilirdim. Diğer gezdirdikleri yerler içinde orada yerel üretim yapan bazı işletmeler var. Bal üreten, kaju üretimi yapan yerler. Turu düzenleyenler buralardan yaptığınız alışverişten komisyon alıyorlar sanıyorum. Kajular çok lezzetli. Ben bol bol kaju satın aldım.
Tekne turu yapmadım. Genelde sıcakta tekne turunu pek sevmiyorum. Bütün gün teknede geçiyor. Kısa süreli tatillerde bir günü turda kaybetmek de istemiyorum. Tekne turunda götürdükleri bir adada ayrıca konaklayacağım için de tekne turunu tercih etmedim.
Patong’tan sonra Phuket’e yakın bir adaya geçerek orada konakladım. Burası şu ana kadar gördüğüm en güzel yerdi. Otelin plajı adada koyun içerisinde kalıyor. Denizi cam gibi, her zaman dümdüz, kumu bembeyaz. Doğal yaşama zarar vermeden oteli inşa etmişler. Otel sınırları içinde yürürken dev bir kertenkele ile karşılaşmanız çok doğal. Rengarenk kelebekler sürekli etrafta uçuyor. Alabildiğine yeşil ve her taraf palmiye ağaçları ile kaplı. Duyduğunuz tek ses etraftaki kuşların ve böceklerin sesleri. Sabah güneş doğarken böcek sesleri o kadar şiddetli oluyor ki insanı ürkütebiliyor. Bu kadar doğa ile iç içe olmaya alışık olmadığımdan ilk başlarda biraz ürkütücü geldi. Alışmışız dip dibe beton binalarda yaşamaya. Gece sürekli ağaçların arasında kuşlar uçuyor, onun dışında bir yerlerden kertenkele ya da yılan çıkacak mı diye tetikte bırakıyor insanı alışana kadar.
Oteli anlatmıyorum ama bulunduğu doğa ile uyum içinde ve her şey oradaki doğaya saygı gösterilerek inşa edilmiş. Oteldeki her türlü hizmet çok iyiydi. Her yerde loş aydınlatmalar, insanı rahatlatmak ve dinlendirmek üzerine tasarlanmış. Gece herhangi bir animasyon vs yok. Sakinlik ve sessizlik üzerine planlanmış her şey.
Sabahları erken saatlerde deniz sakinken yüzmek çok keyifliydi. Deniz gözlüğü takarak ve parmaklarım sudan buruşana kadar balıklarla beraber yüzerek saatlerce denizden çıkmadım. Öğlen saatlerine doğru tekne turu ile gelenler nedeniyle sahil biraz kalabalıklaşıyor. Bu saatlerde güneş altında fazla kavrulmamak için gölgede şezlongta dinlenmeyi tercih ettim. Akşam üstüne doğru turlarla gelen insanlar ayrılıyor ve yine plaj bize kalıyor. Denizin de en güzel zamanları. Gün batana kadar denizde yüzdüğüm oldu. Onun dışında gün batımı yaklaşırken şezlonga geçip harika manzaranın ve gökyüzünün tadını çıkardım bira içerek.





















Yorum bırakın