Günlük hayattaki rutinin dışına çıkmak, ara vermek, her şeyi bırakıp uzaklaşmak istiyor insan bazen. Bunu uzun süreli yapamamamızın nedeni de öncelikli olarak maddi sebepler, yakınlarımıza olan sorumluluklarımız oluyor. İçinde bulunduğumuz durumdan ne kadar mutsuz olsak da bunu değiştirecek radikal kararlar veremiyoruz. Çünkü vereceğimiz radikal karar sonrasında neler ile karşılaşacağımız büyük bir belirsizlik.
Şimdi yine iyi kötü bir düzende, belirli bir standartta yaşarken bunların hepsini bir kenara bırakıp yeni bir yola girmek korkutuyor beni. Eğer bu yeni yol da umduğum gibi olmazsa ya da başarılı olamazsam? Beni korkutan diğer şey ise, bu ivmeyi kaybedersem tekrardan aynı tempoyu yakalamakta zorlanacağım ve daha zor adapte olacağım düşüncesi. Belki de eskiden bıraktığım standartları tekrar yakalayamayacağım ve daha geriden başlayıp aynı yollardan tekrar geçmem gerekecek ve daha önceden verdiğim bazı savaşları tekrardan vermem gerekecek. Bunun için de gerekli gücü bulabilecek miyim ondan da emin değilim. Onun için motoru soğutmadan devam etmek ve geçişin mümkün olduğu kadar yumuşak olmasını sağlayacak koşulları oluşturmak gerek. Bunları yapmak için çabalarken de çok fazla kendimi bunaltmadan, dengeyi bir şekilde sağlamaya çalışıyorum.
İçinde bulunduğum bu düzen beni bunaltınca, her gün bulunmak zorunda olduğum ortamdan uzaklaşarak, mekan değiştirmek iyi geliyor. Bu şekilde hem kendimi dinleyip, hem de daha sakin kafa ile durum değerlendirmesi yapıp, gelecek ile ilgili planları gözden geçiriyorum. Şu an yaptığım gibi. Farklı bir şehirde, şehrin akışına bırakmak kendini, anda daha çok olabilmek, gelecek ile ilgili düşünmemek. Şu anki bulunduğum düzeni bırakıp başka bir şehirde en baştan başlayabilir miyim düşüncesi. Bunların içinden kendim için en uygun ve mantıklı olacak seçenekleri değerlendirme çabası. Çok fazla bu düşüncelerin içinde kaybolmadan ve bunların anını esir almasına izin vermeden. Şehrin tadını çıkararak…















Yorum bırakın