Başladığın işi bitirmek

Yapmak istediğin çok şey var. Yeni şeyler denemek istiyorsun, yeni şeyler öğrenmek. Bunların üzerinde uzmanlaşmak istiyorsun. Bir konuda uzmanlaşabilmek için kaç saatini harcaman gerekir, 100 saat, 1000 saat, 10000 saat? Bu kadar boş zamanın var mı? İşten eve geliyorsun yorgun argın bir halde. İşinden, içinde bulunduğun hayattan da memnun değilsin. Bir şeylerin değişmesi lazım. Bir şeylerin değişmesi için çabalaman lazım, üzerinde çalışman, vakit harcaman lazım. Harcayacağın zaman, çaba sonucunda da bu işte muvaffak olacağının garantisi yok. Bu yüzden en başından pes ediyorsun.

Örneğin uzun bir maraton koşacaksın. Bu maratona belki yeterince hazırlanamadın, yeteri kadar vakit ayıramadın ve yeteri kadar üzerinde çalışamadın. Ama ne olursa olsun bu maratonu koşmalısın, başlamalısın. Bu maratonun bir kısmını hızlı koşuyorsun. Engeller var ama seni zorlamayacak türde ve sen bunları kolayca geçiyorsun. Ama daha bitişe çok uzaktasın. Ne kadar kaldığını da bilmiyorsun. Sonra yorulmaya başlıyorsun, engeller seni zorlamaya başlıyor, tempon düşüyor. Bu maratonu tamamlayamayacağını düşünüyorsun. Sonra bu maratonu sorgulamaya başlıyorsun. Neden bu maratonu koşuyorsun, bu maratonu bitirmek sana ne kazandıracak? Maratonu bitirsen bile iyi bir derece ile bitiremeyeceksin ve sonucunda bir şey elde edemeyeceksin. Belki sen maratonu bitirdiğinde diğer yarışçılar çoktan maratonu bitirmiş ve evlerine gidip dinleniyor olacaklar. Maratonda çalışan görevliler bile evine gitmiş. Yani senin o maratonu koştuğunu ve bitirdiğini görecek ve kaydedecek birileri bile kalmamış, o kadar geri düşmüşsün. Bu şekilde binbir çeşit düşünce geliyor aklına. Bir sürü insan aynı şüphelere kapıldı ve bu maratonu yarım bıraktılar. İleride de yarım bırakan insanlar bu maraton için yetersiz olduklarını, zaten eski maratonu da bu yüzden tamamlayamadıklarını ve bundan sonraki maratonlara da katılmalarına gerek olmadığını düşünecekler. Çünkü bir kere denediler ve yarım bıraktılar. Belki bazıları gerçekten de bitişe yaklaşmıştı. Ama belki onlara ne kadar yolları kaldığını gösteren bir gösterge yoktu ya da kendileri bunu görmekten acizdi. Belki son bir tepe vardı ve o tepeyi aşınca bitiş çizgisine varacaklardı. O kadar yaklaşmışlardı. Son bir çaba ile maratonu bitirebilirlerdi. Ama bunu yapmadılar ve bu başarısızlıklarını, yarım bırakılmışlık hissini bütün ömürleri boyunca yaşadılar. Her maraton izlediklerinde kendilerinin de bir zamanlar bununla uğraştıklarını ama muvaffak olamadıklarını içleri burkularak hissettiler.

Ya da bu maratonu azmedip, her şeye rağmen kendin için bitireceksin. Başkaları için değil, başkalarından takdir ya da ödül almak için değil. Sadece başarmış olmak için, bitirebilmiş olmak için. Maratonu geç de olsa bitirenler belki de ummadıkları bir ödülle ya da başka fırsatlarla karşılaştılar. Maratona katılanların %99’u maratonu tamamlayamamıştı. Belki bir kısmı da gerçekten kendilerinin düşündükleri kadar kötü performans göstermemişlerdi. Sadece o anda referans alacakları ya da konumlarını doğrulayacakları bir göstergeleri yoktu. Sen ise maratonu tamamladın. Ne kadar geç tamamlasan da, bu maratonu tamamladığın için, yarıda bırakmadığın için, azmettiğin için kendinle gurur duyacaksın ve bu sana ilerideki maratonlar için de güç verecek.

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑