Yeni bir başarı elde etmek istediğimizde büyük düşünüp, büyük değişikler yapıp, büyük atılımlar elde etmeyi ve bu şekilde başarılı olmayı hedefliyoruz. Günlük olarak küçük iyileştirmeler yapmanın ve ufak ilerlemeler kaydetmenin değerini küçümsüyoruz. Küçük iyileştirmeler ile büyük sonuçlar almak hakkında Atomic Habits adlı kitapta güzel açıklamalar ve örnekler var. Aşağıdaki hikaye de o kitaptan
***
Yeni performans direktörü İngiliz bisiklet takımında göreve başladığında, elinde son 100 yıldır vasat dereceler elde etmiş bir takım vardı. Bu 100 yıllık süreçte olimpiyat oyunlarından sadece bir kez altın madalya ile dönülmüştü ve Tour de France’ı hiçbir İngiliz bisikletçi kazanamamıştı. Bu kötü performansları yüzünden Avrupalı tanınmış bisiklet üreticileri, İngilizler’e kendi ürünlerini satmak istememişlerdi. Çünkü diğer profesyonellerin, İngilizler’in kendi ürünlerini kullandıklarını görmesinden ve bunun da satışlarına negatif etki edebileceğinden korkmuşlardı.
Yeni direktör diğerlerinden farklı bir açıdan olaya yaklaştı. Her ufak detayda değişiklikler yapıp bunların toplamından kazanç elde etmeye çalıştı. Bakış açısı şöyleydi; bisiklet ile alakalı her şeyi detaylarına bölerek bunların her birinde yüzde 1’lik bir gelişme elde etmek ve tüm bunların toplamında gözle görülür bir ilerleme katetmek. Buna da bisiklet selesini tekrar dizayn ederek başlamışlar ve bu şekilde sporcuların daha rahat olmasını sağlamışlar. Kavrayışı artırmak için tekerlekleri alkol ile silmişler. Sporculara ısıtmalı şortlar giydirerek sürüş sırasında kaslarının ideal çalışma sıcaklığında kalmasını sağlamışlar. Sporculara sensörler takarak, her sporcunun belirli bir çalışmaya nasıl tepki verdiğini ölçmüşler. Birden çok farklı kumaşı hava tünelinde denemişler ve sonucunda kapalı alan için tasarlanan kıyafetler yerine, daha hafif ve aerodinamik açıdan daha iyi olduğu için açık alan için tasarlanan kıyafetleri kullanmaya karar vermişler. Kasların en hızlı şekilde iyileşmesi için değişik türde masaj jellerini denemişler. Bir doktor sporculara soğuk algınlığına yakalanıp hastalanmalarını önlemek için ellerini en iyi nasıl yıkamaları gerektiğini anlatmış. Her sporcunun daha iyi bir uyku uyuması için yatak ve yastık seçimi yapılmış. Bu şekilde yüzlerce küçük iyileştirme sonrasında başarı da hızlı bir şekilde gelmiş.
5 sene sonra Çin’deki olimpiyat oyunlarında altın madalyaların %60’ını kazanmışlar. 4 sene sonra ise Londra’daki olimpiyat oyunlarında 9 olimpiyat rekoru ve 7 dünya rekoru kırmışlar. Aynı sene ilk kez bir İngiliz sporcu Tour de France’ı kazanmış. Sonraki senelerde başka bir İngiliz sporcu bu başarıyı devam ettirerek son 6 yılda 5 Tour de France galibiyeti elde etmiş.
***
Bu kitabın yazarı her gün %1’lik bir ilerleme kaydedersek 1 sene sonunda bulunduğumuz yerden 37 kat daha iyi bir seviyeye ulaşacağımızı söylüyor. Günlük ufak gelişimlerin paranı bileşik faize yatırdığın zaman elde ettiğin getiri gibi katlanarak artacağını söylüyor.
Tabi bu alışkanlıkları günlük olarak devam ettirmek zor. Çünkü ufak ufak yaptığın bu rutinlerin sonucunda anlık bir değişim göremediğin için bunun sana herhangi bir pozitif etkisi olmadığını ve boşa olduğunu düşünebiliyorsun. Bunun sonucunda da demoralize oluyorsun. Çünkü insanoğlu yapısı gereği sabırsız ve istediğini en kısa zamanda elde etme peşinde. Devam ettirdiğin bu ufak alışkanlıkların sana anlık bir getirisi yoksa buna neden devam edeyim ki diye düşünüyorsun. Eğer bu düşünce seni ele geçirirse de bu rutini devam ettirmeyi bırakıyorsun. Yeni bir şeyler öğrenmeye çalıştığım zaman sürekli aynı problemler ve duygular ile karşılaşıyorum. İlk önce bunu rutin haline getirmekte zorlanıyorum. Her gün buna oturup zaman ayırmak gerek. Bazen 10 dakika bazen yarım saat. Sonrasında günlük on dakika çalışmanın bana ne yararı olacak tarzı sorular…
Anlamakta zorlandığın bir konu ile karşılaştığında gelen yetersizlik hissi ve bunun sonucu demoralize olmak. Daha çalışmanın en başındayken, en sondaki varacağın hedefi hayal etmek ve bundan ne kadar uzakta olduğunu görüp buna hiçbir zaman ulaşamayacağını düşünmek. Ya da çok fazla hayale kapılıp o anki öğrenme sürecine odaklanamamak. Bir süre sonra da bu küçük rutinin seni herhangi bir yere götürmediğini düşünüp bunu devam ettirmeyi bırakmak. Bir aşamaya gelene kadar bu yolculuğunda ne kadar yol kat ettiğini ve ne kadar gelişme gösterdiğini anlayamıyorsun. Sanki o ana kadarki uğraşların boşunaymış gibi ve hala başladığın noktadaymışsın gibi hissediyorsun. Fakat bu öğrenme ve gelişme sürecinde eğer sebat edip bu rutine devam edersen bir yerde bir kırılma noktası oluyor. Mesela yeni bir dil öğreniyorsan ezberlediğin kelimeler, öğrendiğin gramer kalıpları vs sanki hepsi bölük pörçük ve sonucunda iki kelimeyi bir araya getirip basit bir cümle bile kuramadığını görünce gelen başarısızlık ve yetersizlik hissi. Ama bir yerden sonra o eşiği geçiyorsun ve ondan sonra tüm o dağınık taşlar yerine oturmaya başlıyor. O zamana kadar öğrendiğin bilgileri zihninin derinliklerinden bulup hızlı şekilde toparlamaya başlıyorsun ve o andan sonra da sancılı geçen öğrenme sürecinden zevk almaya başlayıp daha hızlı ilerleme göstermeye başlıyorsun. Önemli olan o eşiğe kadar dayanmak ve rutinine devam etmek. Sonuca odaklanmadan o anki prosese odaklanmak. Ayrıca hedefine ve sonuca odaklanırsan, sadece buna ulaştığın zaman mutlu olacağını düşünüyorsun. Bu şekilde düşünmenin arkasında yatan problem ise sürekli olarak bir sonraki dönüm noktasına(milestone) ulaşana kadar mutluluğu ertelemek oluyor. Bu şekilde mutluluk, senin gelecekteki halinin elde edip tadını çıkarabileceği bir şeye dönüşüyor.
Varmak istediğin hedefe ulaşmanda hiçbir şeyin yardımcı olmadığı fikrine kapıldığın zaman bir kayayı kesmeye çalışan taş işçisini göz önüne getir. Belki yüz kere çekiçle kayaya vurduğunu fakat kayada gözle görülür herhangi bir çatlak bile olmadığını görürsün. Fakat yüz birinci vuruşta koca kaya ortadan ikiye ayrılır ve bunu neden olanın son vuruş değil ondan önceki tüm vuruşların toplamı olduğunu bilirsin.
Başarı günlük alışkanlıkların sonucunda gelen bir şeydir. Hayat boyunca bir seferlik yapılan bir değişiklik sonucunda gelen bir şey değil. Şu an ne kadar başarılı olup olmadığın önemli değil. Önemli olan alışkanlıklarının seni başarıya ulaştıran yola götürüp götürmediği. Anlık sonuçlara odaklanmak yerine şu anki çizdiğin rotaya odaklanmalısın. İlerde elde edeceğin sonuçlar, şu andaki alışkanlıklarının gecikmiş olarak ilerideki göstergesidir. Şu anki yeme alışkanlığın gelecekteki kilonla alakalı. Ya da şu anki finansal alışkanlıkların gelecekteki maddi durumunun bir göstergesi.
Bir hedefe ulaşmak sadece hayatını bir anlık değiştirmeni sağlar. Bu da gelişmenin doğasına aykırı bir düşüncedir. Sonuçları değiştirmemiz gerektiğini düşünüyoruz ama sonuçlar asıl problemimiz değil. Asıl değiştirmemiz gereken bu sonuçlara neden olan sistemi değiştirmek. Bir problemi sonuç aşamasında çözdüğün zaman onu sadece geçici olarak çözmüş oluyorsun. Eğer sürekli bir gelişim istiyorsan sonuçlara neden olan girdileri değiştirmen gerek. Bu şekilde sonuç da kendiliğinden değişmiş olacak.
Yorum bırakın