Bill Gates başarı hikayesi

Bill Gates durumu iyi bir ailede büyüyor. Babası avukat, annesi ise öğretmen. Annesi ayrıca birçok şirkette yönetim kurulunda görev almış bir iş kadını. 

Ailesi onu özel okula gönderiyor ve Bill Gates burada programlama ile tanışıyor. Arkadaşları ile beraber okulda kullandıkları pc ile program yazmaya başlıyorlar. Bir gün okudukları lisenin müdürü onu ve arkadaşını çağırıyor ve okuldaki 400’den fazla öğrencinin ders programını yapmaları için onlardan yardım istiyor. 

Bill , çok fazla değişken olduğu için ilk etapta bunun imkansız olduğunu düşünmüş. Haftalarca düşündükten sonra bunu yapabileceğine karar vermiş ve arkadaşı Paul ile çalışmaya başlamışlar. Bill, masa başında uyuya kalır, sonra uyanır ve ekrana bakıp kaldığı yerden yazmaya devam edermiş. Bu şekilde çalışıp , bitirmeleri gereken programı teslim zamanına iki saat kala bitirmişler. Ünleri başka okullara da yayılmış ve onlar da ders programları için yardım istemeye başlamış.

15 yaşındayken arkadaşı Paul ile beraber trafik modellerini analiz eden program yazmışlar ve bundan 20 bin dolar kazanmışlar. Bir hidroelektrik şirketi sistemini pc’ye geçiremeyince Bill den yardım istemiş. Görüşmeye gittikleri kişiler bunlar daha çocuk diye tepki vermişler.  Bill okula bir dönem ara vermiş ve arkadaşı Paul ile Washington’a taşınıp su ve elektrik şirketinin bilgisayarını programlamış ve buradan da 30 bin dolar kazanmislar.

Bill Harvard’da okumaya başlıyor ama aklı hala programcılıkta. Harvard’daki ikinci senesinde Paul ona ‘Popular Electronics’ dergisi veriyor. Kapağında da Altair adlı bilgisayarın resmi var. Bu pc için program yazmaya başlıyorlar.  İki ay boyunca gece gündüz çalışmışlar ve sonra kodu kağıda çıkartıp, Altair üreticilerine götürmüşler ve ilk denemede program hatasız çalışmış. 

Daha önce hiç kimse kişisel pc’de ticari yazılım çalıştırmayı başaramamış. Bu şekilde de Microsoft doğmuş. Bill Harvard’ı bırakmış ve Paul ile beraber Albuquerque’ye taşınmış. Burada bir daire kiralamışlar ve arkadaşları ile beraber çalışmaya başlamışlar. Sadece yemek için ara verip gece yarılarına kadar çalışırlarmış.

1981’de IBM’e yazılım yazmaya başlamışlar. İlk teslimat zamanı geldiğinde işi yetiştirememişler. Bill Paul’u daha çok çalışması için zorlarken Paul ise haber vermeden uzay mekiğinin fırlatılışını izlemek için üç gün işe gitmemiş. Bill ise gece gündüz çalışarak yazılımı tamamlamış ve IBM’e teslim etmiş. Microsoft MS-DOS ile çok başarılı olmuş ve milyonlarca insana ulaşmış. Devamında ise Windows işletim sistemini çıkararak büyük başarı elde etmiş ve bugünlere kadar başarısını sürdürmüştür.

Bill Gates, konuştuğu konu hakkında karşısındaki insandan her zaman daha fazlasını biliyor oluyor.  Okuduğu kitaplar her hafta yenileniyor. Bütün gezilerinde kitapları da yanında götürüyor.  Saatte 150 sayfa okuyor ve okuduğunun yüzde 90’i aklında kalıyor. Senede iki kez yalnız kaldığı ve kendini düşünmeye adadığı bir hafta geçiriyor bir torba dolusu kitap ile beraber. Düşünme haftası diyor buna. Microsoft çalışanlarının yazdığı yazıları okurmuş. Günde 18 saat boyunca okuduğu olurmuş. Bu düşünme haftasından Microsoft için yeni fikirler ile çıkıyormuş. 95 yılında internet explorer fikri ve sonrasında tablet PC bunlara birer örnek. 

Bill Gates içine kapanık bir çocukmuş. Odasına çekilir ve sürekli kitap okurmuş. Annesi onu sosyalleşmesi için bazı aktivitelere katılması için teşvik edermiş. Ailesi ona okulda çalıştığı geceler için de gerekli serbestliği sağlamış. Ayrıca onu bir çok değişik aktiviteyi denemeye teşvik etmişler. Bu sayede Bill daha farklı bakış açıları kazanmış ve her konuda başarılı olamayacağını öğrenip, liderlik becerilerini geliştirmiştir. Üniversiteyi bırakma kararı nedeniyle ailesi endişelenmiş fakat ona engel olmamışlar. Ailesi hayır işlerinde ve topluluklarda aktif olarak görev almış ve Bill’e de bunu aşılamışlar. Annesi Microsoft’un ilk zamanlarında diğer büyük şirketler ile bağlantı kurmalarında da çok yardımcı olmuştur.

Bill tüm kapasitesi ile kendini bir konuya odaklayıp, gece gündüz onun hakkında çalışır. Fanatik olmayı seviyorum, hafta sonları ve tatillere inanmazdım diyor. Çok heyecanlı ve talepkar olmuş ve bunu diğer çalıştığı kişilerden de beklemiş. Bu özelliği yüzünden arkadaşı Paul ile de çokça fikir ayrılıklarına düşmüş. Ben bu işi bir günde yaparım. Niye benim kadar çok çalışmıyorsunuz dermiş. İş yerinde herkesin plakasını ezberlemiş ve otoparkta yürürken kim iş yerinde kim değil anlarmış. Microsoft’un ilk zamanlarında bankada çalışanların maaşlarını bir yıl boyunca hiç iş alamasalar bile ödeyecek miktarı biriktirmek için uğraşmış. 

Doğru insanlar ile çalışmanın önemine inanmış. Zeki ve gerçekten meraklı insanları işe almıştır. Çalışanlarına düşünmeleri için zaman ve çalışma alanı vermiş. Çalışanlarının fikirlerine önem vermiştir. İnsanların bireysel olarak büyük etki bırakabileceklerine inanmış ve insanlara üzerinde çalışmaları için zor görevler vermiştir. 

91 yılında annesi Bill’e Warren Buffett ile tanışmasını söylemiş. Bill ise çok meşgul olduğunu söylemiş ama annesi ısrar etmiş. Buluştuklarında saatlerce konuşmular. Bill sadece zihni kendi gibi çalışan insanlarla görüşmüştür.  Warren Buffett da doğru arkadaş seçiminin önemini belirtmiş. Eğer arkadaşın seni daha iyi bir insan yapıyorsa bunun gerçek hediye olduğunu söylemiştir. Warren Buffett, Bill’in yardım kuruluşuna toplamda milyar dolarlar bağışlamış. Warren Buffett çocuk felcini bitirmesi için servetinin büyük yüzdesini Bill’e verip ona güvendiğini söylemiş. 

Bill Gates 2008’te Microsoft’tan 58 milyar dolar serveti ile ayrılmış ve sonra vaktinin büyük kısmını eşi ile beraber kurduğu vakıfta insanlara yardım etmeye ayırmıştır. Çok dakik, randevularına hiç gecikmez. Aynı anda birden fazla kitabı çok hızlı şekilde okuyor. 

Kurdukları yardım vakfına kendi de dahil olmak üzere 100’den fazla milyoner, servetlerinin büyük kısmını bağış yapacaklarını taahhüt etmiştir. Artık zamanının büyük bir kısmını vakıf için harcayarak, dünyadaki problemleri çözüp, daha çok insana yardım etmek için çalışıyor. Bunun için de sorunu belirleyip, bu konu üzerinde uzman en iyi ekibi toplayıp, sonuca ulaşana kadar çalışmaya devam ediyor.